Varis Tedavisinde Altın Kurallar

Varis gelişiminde temel mekanizma olan venöz yetmezlik, bacaktan kirli kanı taşıyan toplar damarların içerisinde bulunan ve tek yönlü yalnızca kalbe doğru kan akımını sağlayan kapakcıkların kanı geriye doğru kaçırmasıdır.

Kapakçıklardaki bu kaçak; genetik, yaşam tarzı, gebelik, obesite gibi nedenlere bağlı olarak gelişebilmektedir. Genetik ve hormonal nedenlere bağlı kapak dokusunda yapısal bozukluk gelişirken, obesiteye bağlı karın içi basınç artışı ve damarların etrafındaki kasların zayıflığı söz konusudur.

Ayrıca uzun süre ayakta durmayı gerektiren meslek grubundaki kimselerde bacakta kan göllenir, toplar damarlar genişler ve kapakçıklar kanı geri kaçırır. Bu kaçak toplardamarı daha fazla genişletir ve kaçak daha da artış gösterir. Buna bağlı olarak ilerleyen süreçte varis, ödem ve cilt değişiklikleri gelişir.

Varisler, görünüm bozukluğunun yanısıra, ağrı, şişlik, kramp, damar içi pıhtılaşmalar gibi problemlere de neden olmaktadır. Varislere bağlı kişilerin yaşam kaliteleri de oldukça düşmektedir. Özellikle ayakta durma esnasında bacakta kan göllenmesine bağlı tahammülsüzlük gelişmektedir.

Yaşam kalitemiz ve sağlığımız açısından venöz yetmezlik ve varislerimiz mutlaka tedavi edilmelidir. Ancak tedavi esnasında başarı oranını artıran uyulması gereken kurallar bulunmaktadır. Bu kurallara uymaksızın yapılan varis tedavilerinin önemli bir bölümü faydadan çok zarar verebilmektedir.

VARİS TEDAVİSİNDE UYULMASI GEREKEN KURALLAR;

1. Tedavi öncesinde varise neden olan kaçaklar ortaya konulmalıdır.

Varis, ağrı ve ödem gibi venöz yetmezlik şikayetleri ile müracat eden hastaların bacak toplardamarları tedavi öncesinde mutlaka Doppler ultrasonografi ile olarak değerlendirilmelidir. Toplardamarların tıkalı olup olmadığı, kapakçıklardaki kaçaklar ve derecesi saptanmalıdır.

Bu değerlendirme işlemi öncelikle tedaviyi yapacak olan hekim tarafından yapılmalı, eğer herhangi bir girişim planlanıyorsa, venöz Doppler değerlendirme konusunda tecrübeli bir radyolog tarafından da Doppler incelemesi yaptırılmalıdır. Bazan Doppler ultrasonun yetersiz kaldığı komplike olgularda tomografi veya MR anjiografi ile daha ileri tetkikler yapılmalıdır.

2. Çocuk veya gençlerde tedaviye karar verirken doppler incelemenin yanısıra karın içi bölgeye yönelik ileri tetkikler yapılmalıdır.

3. Uygulanacak tedavi yöntemi doktorun becerileri ile sınırlı kalmamalıdır.

Varislere yönelik olarak yaklaşık yüz yıldır uygulanan cerrahi tedaviler ile kaçak bulunan damar bölümü çıkarılmaktadır. Ancak bu yönteme bağlı olarak çok sayıda komplikasyon gelişebildiği için, daha az invaziv yeni teknikler geliştirilmiştir. Bu tekniklerin başında damar içi lazer, radyofrekans ve yapıştırıcı uygulamaları gelmektedir. Günümüzde bütün dünyada damar içi lazer ve yapıştırıcı uygulamaları artık cerrahi tedavilerin yerini almaya başlamıştır.

4. İşlem sonrası hasta çok kısa sürede normal yaşamına dönebilmelidir.

Son yıllarda lokal anestezi ile uygulanan endovenöz tedaviler ile (Lazer, yapıştırıcı) hastalar daha kısa sürede günlük normal yaşamına dönebilmektedir. Tedavi sonrası çok daha az komplikasyon gelişmekte ve uzun dönem başarı oranı ise oldukça yüksektir.

5. Kaçak ortadan kaldırıldıktan sonra büyük varisler mikrocerrahi veya küçük varisler köpük tedavisi ile ortadan kaldırılmalıdır

Bu varislerin nedeni olan kaçağı ortadan kaldırmaya yönelik işlemlerden sonra bacaktaki küçük varisler basınç düşmesine bağlı 6 -12 ay arasında kaybolabilmektedir. Ancak varislerin %30’u değişmeksizin kalabilmektedir. Bundan dolayı kapaklardaki kaçağa yönelik olarak yapılan lazer tedavisini takiben aynı seansta mikrocerrahi girişimler ile varisler çıkartılmalıdır. Bu teknikle 1mm’lik kesiler ile varisler çıkartılmakta olup işlem sonrası herhangi bir iz kalması söz konusu değildir. Bu uygulama ile hastada çok kısa sürede venöz yetmezlik ve varis tedavisi sağlanmalıdır.

mikrocerrahi sonrası

6. Çok büyük varisler şikayete neden olmasa dahi tedavi edilmelidir

Büyük varislerin genel olarak nedeni ciddi kapakçık yetersizliğidir. Buna bağlı olarak kan bacakta göllenecek ve pıhtılaşmaya neden olacaktır. Bu hastalarda, seyehatler, operasyonlar veya hareketsiz kalmasını gerektiren işlemleri takiben toplardamarında pıhtı ve buna bağlı ölümcül komplikasyon olan akciğer embolisi gelişebilir.

7.Bacaktaki varislere genital bölge varisleri de eşlik ediyorsa, kaçağın kaynağına yönelik karın içerisinde de araştırma yapılmalıdır.

Sıklıkla özellikle doğumlara bağlı bacaklarda varis gelişen hastalarda genital bölgedeki varisler de eşlik etmektedir. Bu hastalarda sadece bacak toplardamarlarındaki kaçaklara bakarak tedavi yapmamız doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bunlarda mutlaka karın içerisinde MR anjiografi gibi ileri tetkikler yapılarak, karın içerisindeki kaçaklar ve varisler saptanmalıdır.

8. Etkili yaklaşım için tedavi yöntemleri kombine edilmelidir.

Yüzeyel kılcal varisleri bulunan bir hastada, kaçağa lazer yapmaksızın köpük tedavisi uyguladığımız taktirde varisler kısa sürede nüks edecklerdir. Yani hastanın öncelikle kaçağı ortadan kaldırılacak, aynı seansta mikro cerrahi ile büyük varisleri çıkarılacak ve yaklaşık 1.5-2 ay sonrasında da küçük veya kılcal varislerine köpük tedavisi uygulanacaktır.

9. Venöz ülserin eşlik ettiği varisli hastalarda kaçaklar ortadan kaldırıldıktan sonra yaralar tamamen kayboluncaya kadar varis çorabını giymelidirler.

10. Tedavi sonrası nüksleri azaltmak için mutlaka yaşam tarzında düzenlemeler yapılmalıdır. Bunların başında spor ve beslenme alışkanlığı gelmektedir.

ANTALYA VARİS/Dr.İlhan Gölbaşı